Reklam
Reklam

Vize almak daha da zorlaştı

Vize almak daha da zorlaştı

Vize almak daha da zorlaştı
Editör: Turkinfo.nl
12 Haziran 2009 - 14:39
Reklam
Egemen Bağış, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından düzenlenen ´´AB-Türkiye İlişkileri´´ konulu toplantıda katılımcıların sorularını yanıtlarken, Türkiye´nin AB süreci ile ilgili olarak, 23 faslın 18´inin üzerinde siyasi ambargo bulunduğunu, bunların açılamadığını ifade etti.

´´Vergilendirme faslını kısmetse bu haziran sonunda açacağız´´ diyen Bağış, bir soru üzerine, ´´Biz hiçbir zaman diklenmedik. Ama her zaman da dik durduk. Eğer birileri Avrupa´dan Türkiye´ye ileri geri konuşursa Türkiye de cevabını verir. Biz sadece kendimizi değil, sizleri temsil ediyoruz´´ şeklinde konuştu.


Bağış, kendisinin ´´Her Avrupalı 5-6 saatliğine bile olsa Türkiye´ye gelse, Türkiye çok kısa bir sürede AB üyesi olur´´ iddiası bulunduğunu kaydederek, şu anda AB Genel Sekreterliği´nde yeni bir iletişim stratejisi üzerinde çalıştıklarını bildirdi.


Bir katılımcının Türkiye´de 117 gün tatil olduğunu belirtmesi üzerine de Bağış, istenirse, bu kadar fazla bayram ve tatil yapılmasına rağmen, çok iş yapılabileceğini söyledi.


Avrupa´nın birçok ülkesinde bankaların iflas ettiğini, Türkiye´de ise hiçbir bankanın bu krizde zarar etmediğini belirten Bağış, ´´Reel sektöre çektirerek de olsa kar ettiler. Türk bankacılık sektörünün 12 milyar dolar net karı var. Renault, dünyanın her yerinde zarar ederken sadece Türkiye ve Romanya´da kar elde etti´´ şeklinde konuştu.


AB sürecinin Türkiye için önemli olduğunu, bugün Türkiye´nin çok önemli sıkıntılarının AB sürecinde çözüldüğünü gördüklerini ifade eden Bağış, bir soru üzerine, şu anda kadar AB fonlarının iyi kullanıldığını, Türkiye´de AB fonlarından en çok pay alan ilin Van olduğunu, Van´da proje hazırlama ve yazma konusunda bir ekip bulunduğunu anlattı.


´´RUHBAN OKULU MESELESİ, İÇ MESELEMİZ´´ 


Egemen Bağış, Ruhban Okulunun açılması isteği ve bunun AB sürecine etkisine ilişkin bir soru üzerine de şahsi fikrinin; Ruhban Okulu ile Kıbrıs konusunun, elmayla armudu karşılaştırmak gibi bir konu olduğunu belirterek, ´´Kıbrıs konusunda Türkiye´nin limanları Kıbrıs Rus Kesimi´ne ait gemilere 1980´li yıllara kadar açıktı. Yeniden açılması, Kıbrıs´ı tanımak anlamına gelmez. Limanların açılmasıyla ilgili bizim beklentimiz, ön koşulumuz; 26 Nisan 2004 tarihli Avrupa Konseyi kararının uygulamaya geçirilmesidir´´ diye konuştu.


Ruhban Okulu meselesinin AB meselesi olarak görülmesini doğru bulmadığını savunan Bağış, konuşmasını şöyle sürdürdü:


´´Ruhban Okulu meselesi, bizim kendi bir iç meselemiz. Bugün ülkemizde yaşayan yaklaşık 2 bin 500 civarında Rum Ortodoks vatandaşımız var. Bunlar başka bir ülkeden gelmiş insanlar değil. Bunlar binlerce yıldır aynı toprakta suyumuzu, ekmeğimizi birlikte paylaştığımız, iyi günü, kötü günü birlikte yaşadığımız, birçoğumuzun komşusu, arkadaşı, meslektaşı, iş yaptığı insanlar... Eğer bizim kendi vatandaşımızın bir ihtiyacı varsa, kendi dininin vecibelerini yerine getirmek için bir sıkıntısı varsa onu gidermek onun devleti olarak bize düşer. Kendi vatandaşımızın sıkıntısını aşmak için ne yapmamız lazım? Anayasamızın, kanunlarımızın bu konudaki sınırları nedir? Bunu birlikte değerlendirmek lazım. Ben Ruhban Okulu´nu Amerika istiyor diye değil, AB istiyor diye değil veyahut da Arap dünyası veya Afrika dünyası istiyor diye değil, kendi vatandaşımızın bir ihtiyacını gidermek adına açmamız gerekir diye düşünüyorum. Açmanın yollarını incelemeliyiz, araştırmalıyız diye düşünüyorum.´´


Bağış, bir soru üzerine, Türkiye´nin bu süreçte en zorlanacağı konunun, tarım ve çevre olacağını kaydederek, ´´Hangi sektöre el atsak bundan sonra bir takım sıkıntılar olacak. Ama biz gıda güvenliği faslını açma konusunda kararlılık içerisindeyiz. İspanyol dönem başkanlığında, yani 2010´un ilk 6 ayı içerisinde bu faslı açmak için bir takım girişimlerimiz var´´ diye konuştu.


VİZE KONUSU 


Vize konusundaki açılımlara ilişkin soruya da Bağış, şu yanıtı verdi:


´´Vize konusunda bizim çalışmalarımız hala devam ediyor. Ama Almanya´nın bu son yaptığı açıklamayı ben çok samimi bulmuyorum. Onu da buradan açıkça söyleyeyim sizlere. Yani vize muafiyet belgesi almak için vize almaktan daha fazla işlem gerektiren bir yönetmelik çıkardılar. Belgelerinizi yanınızda götüreceksiniz, bir burada onaylanacak bir de girişte onaylanacak. Vize almak daha kolay. Bu, biraz çocuk kandırır gibi geldi bana... Samimi bulmadım onların bu konudaki tavrını.


İngilizlerin Türk bayana verdikleri iş vizesi de... Zaten eşinin orada dükkanı olan bir bayan olduğu için... Ama bu yeni bir süreç değil. Ankara Anlaşması 1963´ten bu yana bu konudaki hakkımızı belki çok iyi savunmamışız, savunamamış. Son Soysal kararı umut verici bir karardır. Bir tek kişinin bile haklı olursa çoğunluk olabileceğini gösteren. Avrupa Birliği Adalet Divanının o konuda tarafsızlığını ortaya koyan bir karardır. Ama bunun daha iyi değerlendirilmesi gerekir diye düşünüyorum.´´


Egemen Bağış, ´´Sizi Avrupa Parlamentosu üyesi olarak ne zaman göreceğiz?´´ sorusuna, ´´Benden kurtulmak gibi bir arzusu var soruyu soran arkadaşımızın... Ben Türkiye´de parlamenter olmayı büyük bir keyifle yaşıyorum şu anda. Partimin tüzüğüne göre de 3 dönem seçilme hakkım var. Yani iki defa seçildim, bir kere daha hakkım var. Ondan sonra da, belki de sizlerle birlikte özel sektörde bir şeyler yaparım´´ karşılığını verdi.


 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum