Reklam
Reklam

Türkiye zorluklardan güçlenerek çıkıyor

Yazar ve finans yöneticisi Temel Hazıroğlu, başta 15 Temmuz olmak üzere, darbelerin Türk ekonomisine ve finansal hayatına etkilerini AA için ele aldı.

Türkiye zorluklardan güçlenerek çıkıyor
Editör: Turkinfo.nl
24 Ağustos 2016 - 05:33
Reklam

Türkiye 15 Temmuz 2016 gecesi bir darbe girişimine maruz kaldı. Milletin seçtiği meşru hükumet ve Cumhurbaşkanı, devletin içine çöreklenmiş Batı ile ilişkili darbeci bir grup tarafından saldırıya uğradı. Halk düşmanı bu vatan hainlerinin darbe teşebbüsünü lanetlemek her yurtsever insanın görevi.



Bir aydır gündemimize oturan 15 Temmuz 2016 darbe girişimi verdiği zararlar ile hepimizi üzdü. Yaklaşık 250 şehit ve binlerce gazi verdiğimiz darbe girişimi elbette ki ülke ekonomisini de etkiledi. Ancak bu etkinin geçmesi ve taşların yerine oturması çok uzun zaman almadı.



Darbe teşebbüsünün başarısız olmasının kökenlerini halkın ülkesine duyduğu güvende aramak gerekir. Toplumların kendilerini güvenlik içinde hissettiklerinde vatanlarına ve demokrasiye sadakatten ayrılmayacakları tarihi bir gerçek. Kişinin içerisinde yaşadığı hükümete güveni varsa onu korumaya, geliştirmeye ve ileriye taşımaya gayret eder. Bu yüzden de, bu darbe girişimi esnasında halk geçmişte olduğu gibi darbecileri adeta bir kurtarıcı gibi görmeyerek milletin müdafaası, güvendiği ülkesinin geleceğini tehlikeden korumak için, canı pahasına da olsa darbecilere karşı olmuştur. Darbe girişiminde bulunanların da hesaplayamadıkları, halkın vereceği bu meşru tepki oldu.



Türkiye son yüz yıl içerisinde askeri darbelerle birçok devlet adamını kaybetmiş, büyük zararlara uğradı. 1960, 1971, 1980, 1997 askeri darbeleri o günkü nesilleri etkilemiş ve ülkeyi siyasi ve ekonomik olarak hep geriye gördü. Yaşanmış en yakın darbeden sonra Türkiye ekonomisi 2001 dünya krizinden epey olumsuz etkilendi, bankacılık sektörü güven kaybetti, ekonomik ilerleme ve kalkınma sekteye uğradı. 2001’de siyasiler arasındaki çalkantılar 3-4 gün içinde borsanın %29,3, Türk Lirasının %130 kadar değer kaybetmesine ve enflasyonun %90’lar seviyesine çıkmasına sebep oldu.



Türkiye ekonomisinin kısa dönem tarihini Milli Gelir üzerinden incelersek, 2000 yılında 265,4 milyar dolar olan gayri safi milli hasıla küçük kırılmalar dışında yükselerek 2015’de 720 milyar dolara (1.9 trilyon liraya) çıktı. 2000 yılından bu yana Milli Gelir dolar bazında 3-4 kat, Türk lirası bazında ise 11 kat büyüdü. Ülke ekonomisi 2008 küresel finans krizinden de etkilenerek, ancak hemen ardından büyüme gösterdi. Bunun yanında artan dış ticaret, ülkenin küresel anlamda ekonomiye açılmasını sağladı.






Tarih
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007


GSMH (%)
6,8
-5,7
6,2
5,3
9,4
8,4
6,9
4,7


TL (Milyar)
166,7
240,2
350,5
454,8
559
648,9
758,4
843,2


USD (Milyar)
265,4
196,8
230,5
304,9
390,4
481,5
526,4
648,8


 
 
 
 
 
 
 
 
 


Tarih
2008
2009
2010
2011
2012
2013
2014
2015


GSMH (%)
0,7
-4,8
9,2
8,8
2,1
4,2
3
4


TL (Milyar)
950,5
952,6
1.098,8
1.297,7
1.416,8
1.567,3
1.749,8
1.953,6


USD (Milyar)
742
616,7
731,6
774
786,3
823
800,1
720




Niceliksel yükselişin yanı sıra kurumların nitelik gücü de arttı. 2005 Bankacılık Kanunu ile bankacılık sağlam temellere oturtuldu ve 2000’lerde yaşanan bankacılık krizindeki mağduriyet halka yaşatılmadı. İslami Finans sektöründe ise Türkiye 4 büyük pazar içine girdi. 2012 yılında yürürlüğe giren Yeni Türk Ticaret Kanunu da ekonomideki niteliksel gelişimlere örnek gösterilebilir.



O zamanın işsizlik furyasında mağdur olan gençler bugün, 2016 yılında iş adamı oldular. 15-20 yıl önce darbelerin bu ülkeye neler yaşattığını iyi biliyorlar. 2002’den itibaren değişen yeni siyasi iktidarın ekonomiyi nasıl bir düzene kavuşturduğunun da farkındaydı halk. Bu bilinç, vatan müdafaasını bizzat milletin yapmasını sağladı. Dünya o malum gecede yaşananları şaşkınlıkla takip ederek bir milleti olağanüstü bir şekilde vatanını savunurken görmüştür.



Ekonominin son 15 yıl içinde beklenenin üstünde büyümesi halkın refah düzeyini de artırdı. 2016 yılında halk 15 yıl öncesine göre ‘refah içinde’ bir hayat yaşıyor ve devletini eskisinden daha çok sahipleniyor. Bu, halkın hem kendine hem de hükumete olan güven duygusunu besledi. Ekonomik refah üst sınıftan alt sınıflara doğru nispeten indi. Sosyal haklar ve yardımlar genişlemiştir. Böylece güçlenen ekonomi ve gelişen sosyal refah, milletin kendine olan güvenini artırmış, bu durum da seçilmiş hükümete desteğe dönüştü.



15 Temmuz darbe girişiminin başarısızlığa uğraması devletini, vatanını sahiplenen bu milletin karşı koyması ile gerçekleşti. Bu saatten sonra halk evine, ekonomisine, eğitim kurumlarına, özetle geleceğine karşı yapılacak olan hiçbir darbeyi kabul etmeyecek. Halk vatanını korudu ve siyasi görüşüne bakmadan hükumete destek verdi. Türkiye Milleti yekvücut olduğunu, 15 Temmuz’da etnik, dini ve mezhepsel ayrımlara gitmeden tüm dünya kamuoyuna “vatan nasıl müdafaa edilir” gösterdi. Bu önemli bir durum.



Darbe girişimi sonrası ekonomi anlık olarak etkilendi, ancak birkaç gün içinde bu etkiden sıyrıldı. Darbe teşebbüsü sonrası ekonominin kısa süre içinde eski haline dönmesinin asıl nedeni de siyasal istikrarın halka güven vermesidir ve bu da ekonomiyi ayakta tutmaktadır. Malum, ekonomik göstergelerin siyasi görüşü yoktur. Dolar vurdu mu herkesi vurur. Borsa iş hayatının her kesimini etkiler. Darbe teşebbüsü sonrası yükselen dolar kısa süre içinde eski seviyesine geriledi. Buna sebep olan faktörlerden biri de dövizini bozduran, ekonomiye duyarlı halktır.



Türkiye’ye dünya çapında itibar kazandıran temel nedenlerden biri de siyasi istikrarın yanında ekonomi oldu. Siyasi istikrar ve iç ekonomideki hareketlilik, yabancı yatırımlara kapı aralamıştır. 20 yıl önce halkını mağdur eden devlet, son yıllarda kalkınma ve yatırım projelerinde dünyanın ilkleri arasına girmiştir. Körfez ülkelerinin yönü Batıdan Türkiye’ye çevrilmiş, jeopolitik konumu ile ekonomik güvenin birleşmesi, Türkiye’yi değerli kılmıştır.



Türkiye artık iyice güçlendi, milletin kendine güveni arttı, toplumsal birliktelik gittikçe güçlendi. Türkiye kendi gücü ve kendi değerleri üzerinden kendini test etti ve bu testten de başarı ile çıktı.



Türkiye yaşadığı bir sürü sorunlara ve zorluklara rağmen, kazandığı siyasi istikrar ve güçlü ekonomisi ile yolunda yürümektedir. Bu kutlu yürüyüşe çelme takmak isteyenler, çomak sokmak isteyenler, sekte vurmak isteyenler şunu iyi bilmelidir ki, milletin artık geri adım atmaya tahammülü yoktur ve asırlardır olduğu gibi vatanını malı, canı ve kanı pahasına müdafaa edecek, ileriye doğru taşımak için elindeki tüm fırsatları seferber edecektir.


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum